Elinin Kiri Ne Demek? Bir Gerçek, Bir Yalan
“Elinin kiri” deyimi, aslında bir insanın başkalarının işlerine karışan, o işten bir şekilde faydalanan ya da bu işin sonuçlarına göz yuman kişileri tanımlamak için kullanılır. Biraz düşündüğümüzde, kulağa aslında oldukça anlamlı geliyor. Ancak işin içine girdiğinizde, bu deyim çoğu zaman oldukça karmaşık bir hal alabiliyor. Çünkü, bu deyimi ne zaman ve nasıl kullandığınız, kimlerin içinde olduğu ve hangi koşullarda devreye girdiği tam anlamıyla “kirli” bir meseleye dönüşebiliyor.
—
Elinin Kiri: Güçlü ve Keskin Bir Araç
Elinin kiri deyimi, genellikle birinin başkalarının hatalarına göz yummasını veya suçlarına ortak olmasını tanımlar. Özellikle politikada ya da iş dünyasında bu deyimi sıklıkla duyabilirsiniz. “Bunun elinin kiri var” dediğinizde, bir kişinin başka birinin kirli işlerine karıştığını ima edersiniz. Herkesin bildiği gibi, “kirli işler” dediğimiz şey aslında çoğu zaman yasa dışı veya etik dışı olan şeylerdir.
İzmir’de, bazen sokaklarda gezerken, ya da sosyal medyada dolaşırken, bu deyimi kullananları sıkça görebiliyoruz. Sanki herkesin bir şekilde “eline bulaşmış” gibi. Ve işte bu noktada, “elinin kiri” deyiminin güçlü tarafını net bir şekilde görebiliyoruz.
Elinin kiri, aslında bir tür sorumluluk tanımıdır. Hani derler ya, “Herkesin bir vicdanı var,” işte bu deyim de vicdanları, sorumlulukları, yani o kirli işler karşısındaki duruşumuzu tanımlar. Bu da demektir ki; elinin kiri deyimi, bazen hayatın karmaşıklığını net bir şekilde yansıtır. Çünkü herkesin içinde bazen bir vicdan muhasebesi yapması gerekir.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, bu deyimi bazen yanlış şekilde, kişilere karşı haksız suçlamalar yaparken kullanmamızdır. Toplumda birisinin “kirli işler” yaptığını düşünen çok insan vardır. Peki, bir kişinin yaptığı işlerin sonuçları gerçekten o kişinin elinin kiri mi, yoksa toplumun ortak hatalarının bir ürünü mü? İşte bu soruya cevap aramak, deyimin gerçekte ne kadar güçlü olduğunu sorgulamamıza neden olur.
—
Elinin Kiri: Yanıltıcı ve Adaletsiz Bir İtham
Ama gelin bir de “elinin kiri” deyiminin olumsuz yanlarına bakalım. Bazen bu deyim, tam da bizlerin görmek istediği kişileri suçlamak için çok kolay bir yol olur. Kimi insanlar, bir olayı ya da durumu çarpıtarak, başkalarını kötü gösterebilirler. Yani, birine “Elinin kiri var” dediğinizde, aslında onun gerçekten suçlu olup olmadığını anlamadan direkt olarak bir ithamda bulunuyorsunuz. Hangi koşulda ve hangi bağlamda kullanıldığını tam bilmeden, sadece dışarıdan bir gözle suçlamak kolay olabilir.
Ama burada düşündüğünüzde, “Elinin kiri” deyimi aslında insanların masumiyetini sorgulamak için yanlış bir araç olabilir. Birinin gerçekten o kirli işlerin içinde olup olmadığını anlamadan, ya da çok yüzeysel bir bakış açısıyla hareket ederek bu deyimi kullanmak, haksızlık yaratabilir. En basitinden, sosyal medyada yapılan paylaşımlara bakın; ne kadar kolay bir şekilde birine “elinin kiri var” deniyor. Peki gerçekten kirli olan o kişi mi, yoksa bizi yönlendiren algılar mı?
Bir de şu gerçek var: İnsanlar bazen kendi vicdanlarını rahatlatmak için başkalarını suçlama yoluna gidebilirler. Hadi ama, her durumda suçlu olmayabilirler. Toplumun genel yapısı içinde birinin yaptığı küçük bir hata, onun tamamen “elinin kirli” olduğu anlamına gelmez.
—
Elinin Kiri: Toplumun Ortak Suçu Mu?
Biraz daha derine inelim. “Elinin kiri” deyimini kullandığımızda aslında neyi kastediyoruz? Bazen toplum olarak “elimizin kiri” dediğimiz şey, bizim kolektif hatalarımızın, yanlışlarımızın ya da eksikliklerimizin bir yansıması olabilir mi? Sonuçta, hepimiz bir şekilde bu topluma katkı sağlıyoruz ve çoğu zaman yaptığımız şeylerin sonucu bir şekilde hepimizi etkiler. Elinin kiri deyimini sadece bireylere değil, bazen büyük sistemlere de uygulamak lazım.
Toplumda pek çok kişi, bir şekilde “kirli işlere” karışmış olabilir. Ama bu gerçekten sadece bireylerin sorumluluğunda mıdır, yoksa hepimizin sorumluluğunda mı? Politikalarda, iş dünyasında, hatta günlük hayatta pek çok kişi zaman zaman hatalı kararlar verebilir ve bu kararlar sonucu birileri zarar görebilir. Şimdi bir soru soralım: Bu durumda sadece “elinin kiri var” demek, sorunu çözmek için yeterli midir? Ya da daha önemli bir soru; bizler, bu kirli işlerin oluşmasına nasıl ortak olduk?
Bazen bu deyimi kullanarak vicdanımızı rahatlatabiliriz, ama gerçekte hepimiz bir şekilde o işlerin içinde yer alıyor olabiliriz. O zaman kimseyi suçlayacak duruma düşmemeliyiz. Bu deyimi, toplumsal sorumluluğumuzun bir yansıması olarak görmek, bence çok daha anlamlı.
—
Sonuç: Elinin Kiri, Gerçekten Kimin Elinde?
Sonuçta “elinin kiri” deyimi, yerel bir şekilde çok anlamlı olabilir ve bir bireyin ya da topluluğun yaptığı hataların bir yansıması olabilir. Ancak bu deyimi kullanırken dikkatli olmalıyız. Çünkü her zaman gerçek suçluları bulmak, doğru bir yaklaşım olmayabilir. Kimi zaman bu deyimi, bir insanı haksız yere suçlamak için de kullanabiliyoruz. O yüzden, bu deyimi doğru bir şekilde kullanmak, hem bireysel hem de toplumsal sorumluluk anlamında önemli bir noktadır.
Peki sizce gerçekten “elinin kiri” olanlar kim? Ya da bu deyimi kullanarak vicdanınızı rahatlatmayı mı tercih ediyorsunuz?